3 Ocak 2008 Perşembe

Baykal Bildiğimiz Gibi - Yalçın Doğan

Yalçın DOĞAN - HÜRRİYET
CHP’de Politbüro iş başında

SEÇİMDEN önce elliye yakın CHP il başkanı aday olmak için görevlerinden ayrılıyor.
CHP tüzüğünün bir maddesi: "Boşalma halinde, il ve ilçe yönetimleri yeni başkanlarını seçer."
CHP Genel Başkanı ve Politbürosu parti kuralını, kendi yaptığı tüzüğü çiğniyor. Boşalan yerlere geçici atamalar yapıyor.
Ayrıca, seçim öncesi ve sonrasında bazı il ya da ilçelerde yönetimlere telefon emriyle son veriliyor. MYK üyesi Güldal Okuducu bana, "tam sayıyı bilmiyorum ama, 81 ilden en az 55-60’ı değişmiştir" diyor. Yeni atamalar, Politbüro emriyle ve elbette genel merkeze sadık ekipten.
P, İ VE D BUHARLAŞMASI
Önceki gün CHP Genel Sekreteri Önder Sav imzasıyla CHP örgütüne bir genelge gönderiliyor. Genelgenin son bölümü CHP’deki diktatoryanın abidesi.
CHP’de kurultay martta. Genelge buna hazırlık. Son bölüm şöyle:
"Geçici il ve ilçe yönetim kurulları MYK’nın 26 Eylül 2007 tarihli kararıyla görevlerinden alınmış olup, yerlerine CHP Tüzüğünün 29 ve 33. maddelerinde belirtilen sayılarda yönetim kurulları oluşturulmuş olup, bu kurullar kongrelere kadar görev yapacaklardır. Kongre takvimi sürecinde yeni oluşturulacak kurullar da, buna göre belirlenecektir."
Ne örgüt, ne parti içi seçim, hiç bir kıymeti harbiyesi yok. Amaç, kendine bağlı delegelerle kurultayda Baykal’ı ve Politbüroyu yeniden seçtirmek için, kaçakları şimdiden sıkı sıkıya denetim altına almak.
Dokuz sayfalık genelge il ve ilçelerde yapılacak kongrelerin yöntemi ile ilgili, öyle ince eliyor, sık dokuyor ki, her şey örgütü zap-u rapt altına almaya kurgulu. Parti içi demokrasinin p’si, i’si ve d’si buharlaşıyor.
Bu genelgenin altında, bir zamanlar Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapmış, bir hukukçunun, Önder Sav’ın imzası var.
Böyle bir genelgede imzası olan bir hukukçu, herhangi bir Hukuk Fakültesinde daha birinci sınıfta çakar. Emri nereden alırsa, alsın.
İSYAN BAYRAĞI
CHP’de bu uygulamaları kabul edenler de var, karşı çıkanlar da.
Ama, olayın özü yine de, tepeden inme yönetim biçimi değil. Olayın özü, Baykal ve Politbürosunun yıllardır seçimlerde uğradıkları hezimet. Buna rağmen, hiç bir şey olmamış gibi, görevlerini ısrarla sürdürmek. Kurultayda yeniden seçilebilmek için, ellerinden geleni yapmak.
Bu arada Baykal, son seçim hezimetinden iki gün sonra ilk açıklamasında, "CHP inşa halinde bir partidir" diyor. Ondan onbeş gün sonra, 9 Eylül’de inşa halindeki CHP’nin 85. kuruluş yıldönümünü kutlamak üzere, Anıtkabir’e gidiyor.
Günlük, aldatıcı politikalara karşı, CHP içinde artık öfke büyüyor. Bu uygulamalara artık Baykal’ın kendi eliyle seçtirdiği, en yetkili yönetim organı MYK’da bile, isyan bayrağı açanlar var.
HALUK KOÇ ADAY
Bütün bunların somut sonucu şu. Kurultayda Haluk Koç Genel Başkan adayı. Dün kendisiyle konuşuyorum. Koç:
"CHP’de değişiklik talebi artık yadsınamaz boyutta. Örgütten gelen pek çok istek sonrasında, kafamda netleştirdim, Genel Başkanlığa adayım. Beni destekleyen pek çok kişi var. Kurultayda bu yarışın siyasal etik içinde geçeceği inancındayım. Olayın resmi boyutu, Meclis açıldıktan sonra."
Bu antidemokratik yapıda, CHP’de yeniden şenlik başlıyor. İl ve ilçe kongrelerinde kim bilir nelere tanık olacağız. Kurultay ise, umarım, CHP’ye ve Türkiye’ye yeni alternatif oluşturacak biçimde sonuçlanır.
"Elim kırılsın. Baykal’a rağmen, CHP’ye oy vereceğim" diyenlerin geride kalacağı, gönül rahatlığı ile CHP’yi iktidara taşıyacak geniş kitlelerin, CHP’ye sahip çıkacakları günlere doğru.
<I>Bu manzara karşısında AKP, "aman Baykal yerinde kalsın" telaşında.</I> </DIV>

Hiç yorum yok: