3 Ocak 2008 Perşembe

İşbirlikçi Baykal-Fatma Sibel Yüksek

BAYKALIN İŞBİRLİKÇİLİĞİNİN,TESLİMİYETİNİN TESCİLİ,BOP'UN EŞBAŞKANLIĞINA TALİP OLMASI,KUKLA DEVLETİ TANIMA VE TÜRKİYE TARAFINDAN BU DEVLETİN GELİŞTİRİLMESİ SÜRECİ ABD'NİN CHPYİ BAYKAL ELİYLE TASFİYE ETMESİ.
Deniz Baykal, "şahinlik"ten vazgeçti ve "güvercin" takılmaya karar verdi...
Hem de "Alçaktan Uçan Güvercin" (Orijinal isim, değerli edebiyatçımız Tarık Dursun Kakınç'ın bir romanına aittir)...
Daha düne kadar
"Girelim,Yıkalım,Analarından Doğduklarına Pişman Edelim!" Diyen Baykal,Birden Bire Partisinin Yeni "Terör Ve Güneydoğu Politikasını" Açıkladı Ki Ne Görelim..
"Operasyon Tek Çözüm Değil"
Diyor Sayın Baykal,
"Kuzey Irak İle Kültürel,İnsani,Ekonomik İlişkiler Kurmalıyız; Kürt Gençleri Seçkin Üniversitelerimizde Okutmalıyız"
Diyor;Dahası
"Habur Yetmez, Ovaköy'de Yeni Sınır Kapısını Da Açalım!"
diyor...( Habur kozu Barzani Çapulcusuna Karşı Çok Etkin Kullanıldı(!), Bir De Ovaköy Açılırsa Arkamız Tavana Vurur Artık...)
Ve Daha "Fesupanallah!" Dedirtici "Eylem Planları" Öneriyor CHP Genel Başkanı...
Yeni Şafak Gazetesi,Baykal'ın Bu Ani Çıkışını;
"SINIR ÖTESİNE OVAL OFİS AYARI"
başlığı ile duyurdu okuyucusuna..Şöyle verdi haberi Yeni Şafak:
Sınırötesi operasyonunun en hararetli savunucusu ve olası bir operasyonda sadece terör örgütü PKK'nın değil Mesut Barzani'nin de hedef alınmasını isteyen CHP lideri, dün yaptığı açıklamalarla herkesi şaşırttı."
Gazete, Baykal'ın "fikir babasının" Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök olduğuna da dikkat çekiyor.
Hatırlayacağınız gibi Özkök,
'Ya muhatabım, sınır komşum kalacaksın, ya da düşmanım olacaksın"açılımını ortaya atmış, pek heyecana kapılan
BAYKAL; Baykal Da Emin Çölaşan'ı Bile Unutup "Bravo Ertuğrul,Müthişsin!" Diye Kendisine Telefon Açmıştı..
"Şarapçı Genel Yayın yönetmeni"ne çıkan adını tadil etmekle meşgul olan ve bugünlerde pek bir "milliyetçi" ve pek bir "yerli" takılan Özkök'ün 'taktik ve manevra amaçlı" ortaya attığı fikirler, "Cumhuriyeti kuran" partinin aklına bugüne kadar hiç gelmemiş demek ki!
Ne diyelim.. Hayırlı uğurlu olsun, Allah muhabbetlerini bozmasın...
Yeni Şafak'ın haberinde yaptığı tespitler doğrudur.
Bu,CHP'ye Yapılmış Bir 'Oval Ofis' Ve Ertuğrul Özkök Ayarıdır... Ayrıca Da Hiç Bir "Orijinalitesi" Yoktur. Bu Yöntemlerin Tümü Devlet Tarafından Yıllar Boyunca Temcit Pilavı Gibi Çevrilip Çevrilip Denenmiştir.
Türkan Saylan'ın meşhur "eğitim bursları", bugün Kuzey Irak'ta deve yüküyle para kazanan şirketlerin varlığı, bölgeye sağlanan elektrik başta çeşitli lojistik destekler, akaryakıt kaçakçılığına göz yumulması...
Tümü, Baykal'ın yeni bir şey zannedip üstüne atladığı "devlet politikasının" sonuçlarıdır...
Hepsi De Barzani'nin Daha Da Güçlenmesine, "Büyük Kürdistan" Hayalinin Ete Kemiğe Bürünmesine Yaramış,Başka Da Hiç Bir Şey Olmamıştır...
Deniz Baykal Da, Ertuğrul Özkök De Bunu Bilmiyor Olamazlar.
Olamazlar ama onlar kendi dertleri ile meşgul..
Birisi, halkın nefretini kazanmış bir medyanın "amiralliğini" yürütüyor; "iktidarla ters düşmeyelim, şarap içip magazin yazalım" şeklindeki talimatları ifşa olmuş...
Yani yıpranmış,"imaj yenilemeye" ihtiyacı var...
Diğeri, eridikçe eriyen bir partinin genel başkanı..
CHP'nin bu 'sürpriz çıkışında' nesnel etkenler de var ki birincisi; Yeni Şafak'ın işaret ettiği "Oval Ofis faktörüdür".
Hatırlayın, geçen haftaki grup toplantısında Baykal, Bush'un Erdoğan ile yaptığı görüşmede PKK terörü konusunda dile getirdiği görüşlerin "bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini" savunmuş ve Bush'un sözlerini her nedense 'kararlı bir işbirliği ifadesine" yormuştu...
CHP, Süper Güç'ün politikalarına ters düşmek istemiyor.
Belki de uğradığı oy kaybının sebeplerinden birisi olarak bunu görüyor, kendisine AKP'yi örnek alıyor, hatta AKP'nin yerini almak istiyor ...
(Baykal'a bir türlü gelmeyen iktidarı bu yoldan işaret edenler mi var dersiniz? Yani Washington üzerinden?? Baykal'a birileri,
"Amerika, aslında AKP'den memnun değil..Kerhen destek var. Gelin şu Kürt sorunu görüşünüzü değiştirin; önünüzde yeni kapılar açılacak"
mı diyor?)
Birinci sebep bu...
İkincisi, eski Genelkurmay başkanları ve bazı etkin kuvvet komutanlarının Fikret Bila'ya yaptığı açıklamalardır...Hepsi de geçmişin özeleştirisini yaptı ve özetle "Güneydoğu politikaları yanlıştı" dediler...
En şahinler bile "şahinlikten" vazgeçerken, CHP "devletin temel duruşlarını" korumaya çalışan bir parti olarak kendisini yalnız hissetti.
Bugünü AKP medyasına hak verme günüm ilan ediyorum (!)Yeni Şafak'tan sonra Sabah Yazarı Emre Aköz'e de hak vereceğim..
Aköz, Kenan Evren'e 'özeleştiri yapıyorsan Diyarbakır cezaevinin de hesabını ver' diye seslendi. Haklıdır. PKK'yı PKK yapan Diyarbakır Cezaevi'dir...
Dilimize "Gülümse hadi gülümse, bulutlar gitsin" dizelerini ve "Mamak Türküsü"nü kazandırmış olan dünya kibarı insan Kemal Burkay'ı, önemli bir Kürt entellektüel olan Tarık Ziya Ekinci'yi bölücü saflarına iten Diyarbakır Cezaevi'dir..
Diyarbakır Cezaevi'nin ayıbı Türk milletinin tarih siciline yazılacak, Marmaris Paşası 'Benim sorumluluğum yok" deyip sıyrılacak, yok öyle yağma!)
Evet...
"Güvercin" saflarına CHP de katılmış bulunuyor... Hem de 'alçaktan uçanından'..
CHP'nin "yeni güneydoğu politikası" Türk milletininin gönlünde makes bulur mu bilemeyiz: ancak KYP ve KDP temsilcileri ile Fehmi Koru'nun gönlünde hemen makes buldu! Baykal'ı övücü açıklamalar yaptılar...
MHP'li bir dostum, Abdullah Gül'e destek politikalarının nedenini
"Halk bizi CHP ile özdeşleştiriyor, 'dinsiz' muamelesi görüyoruz. Gül'e karşı çıkarsak, karısı başörtülü bir müslümanın cumhurbaşkanlığını engelleyen parti konumuna düşeriz. Halktan daha fazla kopmak istemiyoruz"
şeklinde açıklamıştı...
Şimdi CHP de "MHP'ye benzetilmek" endişesiyle hareket ediyor; güler misiniz ağlar mısınız...
Kendilerine Atatürk'ün mirasına sahip çıksınlar, bölücülük ihanetinin belini kırsınlar diye oy verdiğimiz partiler,
"AKP böyle oy aldı, biz de onlar gibi yapalım"
yarışına girmişler..
Aferin onlara!
Herkesi sırayla nasıl da hizaya getiriyorlar...
BASIN KULÜBÜ FACİASI!
Biz bu yazıyı yazarken, Sayın Baykal Habertürk'te Basın Klübü programında yeni zannettiği fikirlerini büyük bir heyecan ve coşku ile anlattı..
Kafalardaki
"Bu ani değişim de nereden çıktı?"
sorusunu yatıştırmak için sık sık,
"Bunlar benim kendi düşüncelerim"
dedi...
Bir ara "büyük devletlere" göz kırptı, İsrail'i bile savunmaya meyletti..
Barzani'nin iş ortağı İlnur Çevik ile keyifli keyifli şakalaştı
..Birileri Baykal'ı çok heyecanlandırmış, gençlik aşısı yapmışlar adeta!
(Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay pek kaygılı bir yüz ifadesi ile dinledi Baykal'ı, fazla soru falan da sormadı...
Cumhuriyet gazetesi ne diyecek şimdi bu işe? İdeolojik refiki CHP'ye destek mi verecek, yoksa yetmiş yıldır savunduğu görüşlerden çark mı edecek?)
CHP liderinin geldiği-getirildiği noktadan çıkarılacak sonuç şu:
Maalesef Sayın Baykal'ın ipi çekilmiş görünüyor. Tıpkı Mehmet Ağar olayında olduğu gibi, Baykal'ın siyasete vedası da "düzova şutu" ile gerçekleşecek.
Birileri, Sayın Baykal'ın siyasi misyonunu sona erdirmeye karar vermişBirileri, Sayın Baykal'ın siyasi misyonunu sona erdirmeye karar vermiş.CHP liderliği için çok sürpriz isimler ortaya çıkarsa şaşırmayalım. Onlar şu anda sahne arkasında hazırlık yapıyorlar...
Fatma Sibel Yüksek

Hiç yorum yok: