12 Kasım 2007 Pazartesi

"Baykal, Moon Tarikatı'nı gizledi"

Sarıgül, CHP lideri Baykal'ın ABD merkezli 'Moon tarikatı' ilişkisini yeniden gündeme taşıdı

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, dün bir basın toplantısı düzenleyerek, CHP lideri Deniz Baykal ve ABD merkezli "Moon tarikatı" ilişkisini yeniden gündeme getirdi.

Baykal'ın kurultaydaki konuşmasında üç saat boyunca kendisine saldırıda bulunduğunu belirten Sarıgül, saldırıların "dış güç paranoyası ve siyasi ahlak" eksenine oturtulduğunu ifade etti. Sarıgül, yaptığı ABD ziyaretinin, ABD devletinin hiç bir resmi makamı ya da bölümüyle ilgisinin bulunmadığını, tamamen sivil inisiyatif gruplarınca gerçekleştirdiğini vurgularken, Baykal'ın 1998 yılında Moon tarikatına bir ziyaret yaptığını ancak bunu herkesten gizlediğini iddia etti.

Sarıgül, Baykal'ın bu durumu MYK üyesi arkadaşlarından bile gizlediğini ve hala bu ziyaretin nedenini kamuoyuna açıklamadığını öne sürdü.

Sarıgül, açıklamasında kurultayda yaşanan olayların Baykal'ın özel olarak görevlendirdiği Divan Başkanı Şinasi Öktem'in düğmeye basmasıyla başladığını; Baykal'ın tahriklerinin olayı tamamlayan bir başka unsur olduğunu da iddia etti. Sarıgül, kurultay salonunda ellerinde demir çubuklar olan ve genel merkez yönetimince yönlendirildiğini iddia ettiği Gençlik Kolları üyesi Selçuk Şahinoğlu ve Ankara İl Gençlik Kolları Yöneticisi Bahri Ulu'nun bir fotoğraflarını da basına dağıttı.

Daha sonra eşi Aylin Kotil Sarıgül ile THY'ye ait uçakla Almanya'ya giden Sarıgül, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, "Parti içi mücadelemiz devam edecektir. Baykal, bugün sadece milletvekillerinin ve Parti Meclisi'nin oyuyla ayakta kalmaktadır. Kendi seçtiği kurultay, kendi seçtiği delege, kendi seçtiği yerde gece saat 04.00'te kendi taraftarını doldurarak bir baskın kurultay düzenledi" dedi.

# ÖZGÜR AKBAŞ / ANKARA

ADNAN KESKİN'DEN BAYKAL'A AĞIR SUÇLAMA : BİZ AMERİKA'DA MOON TARİKATININ AYİNİNE KATILMADIK


Adnan Keskin: Bizim kızımız ABD vatandaşıdeğil, Moon Tarikatı ayinlerine katılmadık.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın muhalefeti CIA ile işbirliği yapmakla suçlamasına ilk tepki CHP eski Genel Sekreteri Adnan Keskin'den geldi. Keskin "Bizim kızımız ABD vatandaşı değil. Biz Moon tarikatının ayinlerine katılmadık" dedi.

Keskin, bir dönem CHP lideri Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal'ın ABD vatandaşı olduğunu belirterek, "Bizim kızımız ya da çocuklarımız ABD vatandaşı değil. Bizim ABD ya da CIA ile hiçbir ilişkimiz olamaz" dedi. Baykal'ın yıllar önce ABD'ye Güney Kore'li bir rahibin kurduğu Moon tarikatının toplantısına davetli olarak gittiğini de ileri süren Keskin, "Biz Moon tarikatının ABD'de düzenlediği ayinlere ve toplantılara da katılmadık. Eğer ABD ya da CIA ile ilişki aranıyorsa önce bunların cevapları verilmeli" diye konuştu.

DERVİŞ CEPHESİ

CHP'li bir üst düzey yöneticinin , Baykal'ın kurultayda dile getirdiği CIA ile ilişkiye giren CHP milletvekilinin CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'e yakın bir isim olduğu iddiasına da Derviş cephesinden sert cevap geldi. CHP İstanbul Milletvekili Damla Gürel, "Bunlar komplo teorileri. Diyecek kelime bulamıyorum. Nasıl düşünüyorlarsa düşünsünler. Yorum yapılacak bir yaklaşım da değil. Komik ve gülünç" dedi.

Bu arada, partisinin grup toplantısında konuşan Genel Başkan Deniz Baykal, sahte belgeyle ihracata aracılık edenlerin cezai sorumluluğunu kaldıran önergenin "derhal geri çekilmesini" isteyerek, "Sevimli Maliye Bakanımız bu taşın da altından çıkmıştır. Görülmüştür ki Maliye Bakanı'nı çıkarılan kanun kurtarmaya yetmiyor. Şimdi yeni bir düzenleme ihtiyacı vardır. Bununla artık hayali ihracat yapmak meşru bir uğraş haline gelecektir. Firmalar bu iş için şirketler Kuracaklar, kuracakları şirketler sahte fatura ile hayali ihracat yapacak ve firmaların sorumluluğu olmayacaktır" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın muhalefeti CIA ile işbirliği yapmakla suçlamasına ilk tepki CHP eski Genel Sekreteri Adnan Keskin'den geldi. Keskin "Bizim kızımız ABD vatandaşı değil. Biz Moon tarikatının ayinlerine katılmadık" dedi.

Keskin, bir dönem CHP lideri Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal'ın ABD vatandaşı olduğunu belirterek, "Bizim kızımız ya da çocuklarımız ABD vatandaşı değil. Bizim ABD ya da CIA ile hiçbir ilişkimiz olamaz" dedi. Baykal'ın yıllar önce ABD'ye Güney Kore'li bir rahibin kurduğu Moon tarikatının toplantısına davetli olarak gittiğini de ileri süren Keskin, "Biz Moon tarikatının ABD'de düzenlediği ayinlere ve toplantılara da katılmadık. Eğer ABD ya da CIA ile ilişki aranıyorsa önce bunların cevapları verilmeli" diye konuştu.

DERVİŞ CEPHESİ

CHP'li bir üst düzey yöneticinin , Baykal'ın kurultayda dile getirdiği CIA ile ilişkiye giren CHP milletvekilinin CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'e yakın bir isim olduğu iddiasına da Derviş cephesinden sert cevap geldi. CHP İstanbul Milletvekili Damla Gürel, "Bunlar komplo teorileri. Diyecek kelime bulamıyorum. Nasıl düşünüyorlarsa düşünsünler. Yorum yapılacak bir yaklaşım da değil. Komik ve gülünç" dedi.

Bu arada, partisinin grup toplantısında konuşan Genel Başkan Deniz Baykal, sahte belgeyle ihracata aracılık edenlerin cezai sorumluluğunu kaldıran önergenin "derhal geri çekilmesini" isteyerek, "Sevimli Maliye Bakanımız bu taşın da altından çıkmıştır. Görülmüştür ki Maliye Bakanı'nı çıkarılan kanun kurtarmaya yetmiyor. Şimdi yeni bir düzenleme ihtiyacı vardır. Bununla artık hayali ihracat yapmak meşru bir uğraş haline gelecektir. Firmalar bu iş için şirketler Kuracaklar, kuracakları şirketler sahte fatura ile hayali ihracat yapacak ve firmaların sorumluluğu olmayacaktır" dedi.

D.B.TERCÜMAN

Esen Ünür'den Yıllar Önce Gerçekler

Baykal, Rahip Moon'un konuğu

CHP Lideri Deniz Baykal, ünlü Rahip Sun Myung Moon'un başında bulunduğu Birleştirme Kilisesi ve bu kiliseye bağlı büyük iş grubunun konuğu olarak Washington'da. Tarikatın aşırı sağcı ve Hıristiyanlar arasında birliği sağlamayı amaçlaması konusunda Baykal, ‘‘Tüm dinleri birleştirme gibi bir fantezisi var. Daveti değerlendirerek kafa dinlemeye geldim’’ dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ünlü Rahip Sun Myung Moon'un başında bulunduğu ‘Unification Church’ (Birleştirme Kilisesi) ve bu kiliseye bağlı büyük iş grubunun konuğu olarak Washington'a geldi. Türkiye'den ‘Özel bir konferansa gidiyor’ diye ayrılan Baykal, başkent Washington'daki National Havaalanı'nda, Hürriyet muhabirini karşısında görünce şaşırdı.

‘İdeal aileler aracılığıyla dünya barışını sağlayacağını’ öne süren Birleştirme Kilisesi, düzenlediği dizi konferansların yanısıra, kilise tarafından seçilmiş, birbirini tanımayan 30 bin çifti, Robert F.Kennedy Stadyumu'nda evlendirme gibi faaliyetleriyle de tanınıyor.

Deniz Baykal, konuğu olduğu tarikatın aşırı sağcı ve Hıristiyanlar arasında birliği sağlamayı amaçlayan bir örgüt olduğunu bilip bilmediğini soran Hürriyet muhabirine, ‘Sadece Hıristiyanları değil tüm dinleri birleştirme gibi bir fantezisi var. Ben bu daveti değerlendirerek kafa dinlemeye geldim’ cevabını verdi. Baykal'la muhabirimiz arasında ‘Hoşgeldiniz, nasılsınız?’ sohbetinden sonra şu konuşma geçti:

SORU Ankara'dan ‘Özel konferansa gidiyorum’ diye ayrılmışsınız, oysa burada hangi konferansa katılacağınızı öğrenmek çok kolay oldu. Siz bu konferansa konuşmacı olarak mı katılıyorsunuz?

BAYKAL Hayır. Dinleyici olarak katılıyorum.

Bu faaliyetleri düzenleyen örgütün aşırı sağcı bir Hıristiyan örgüt olduğunu biliyor musunuz?

- Hıristiyan olmanın da ötesinde bir tarafı var. Yani, Hıristiyan ötesi tüm dinleri birleştirme gibi bir şeyi, fantezisi var.

KAFAMI DİNLEYECEĞİM

Aynı zamanda kâr amaçlı işler de yapıyorlar. Büyük şirketler kurmuş durumdalar. Örneğin Enver Sedat'ın kızına konuşması için 100 bin dolar teklif ettiler ama bu organizasyonun Moon tarafından yapıldığını öğrenince reddetti. Size de böyle bir teklif oldu mu?

- Hayır, ben konuşmayacağım. Davetli olarak geldim. Konferansı izleyeceğim biraz da kafamı dinleyeceğim.

Parti olarak bu örgütle ya da yan kuruluşları ile ilişkileriniz var mı? Sizi neden davet ettiler?

- Parti değil. Şahıs olarak çağırıyor. Edward Heath'i çağırıyor mesela.

Moon'un, neler yaptığını biliyorsunuz değil mi?

- Ben fazla bilmiyorum. Tanımıyorum çok fazla. Söylediler işte öyle bir şeyler. Yani tarikat gibi bir şeyi varmış. İmkanları olan bir adam. Böyle bir fantezinin peşine girmiş. Maneviyat ve aile bütünlüğü ile insanlığa mutluluk getirecek falan. Bu çerçevede çağırıyor. Çağırdığı insanların farklı inançları var. Farklı anlayışları var. Geçen defa Kanada Başbakanı, bilmem kim onları çağırmış. O işlere meraklı. Yani siyaset, bilim, kültür alanında insanları çağırıyor. Ve onlara, ‘Ne konuşacaksanız konuşun’ diyor. Ben bizim Hariciye'den şey alarak geldim. Geçen sene çağırmışlardı. Geçen sene Hariciye'ye sordum ‘Gayet güzel, tabii’ dediler. Şimdi bu defa da çağırdılar.

BÜYÜKELÇİLİĞİN HABERİ YOK

Washington Büyükelçiliği'mize de haber vermemişsiniz...

- Haber vermedim tabii. Şu sırada benim haber verip de gelmem olur mu? Herkes olağanüstü ilgiyle bekliyor. Bir Amerika gezisi hazırlanıyor. Yani State Department (Dışişleri Bakanlığı) da bekliyor, bilmem IMF, Mesut bey gelecek bir süre sonra, büyük bir ihtimalle Ocak'ta falan geleceğim buraya. Derli toplu geleceğim. Bunu Amerika ziyareti gibi değil, yani buradaki toplantıya dört gün katılıp ondan sonra dönmeye geldim. Sadece kafayı dinlemeye, öyle bir çağrıyı değerlendirmeye geldim. Benim herkese söylediğim ‘Bırakın’ dedim, şimdi ‘Amerika’ya Deniz geldi' diye bir hava estirmeyelim. O olduğu zaman yapmam gereken bir sürü iş var.

Ama ‘Amerika’ya Deniz geldiğine göre' biz de haber vereceğiz bu doğal değil mi?

- Yani bu haberse söyle.

CHP Genel Başkanı'nın Washington'a gelmesi, böyle bir örgütün toplantılarına katılması haber değil mi?

- Efendim, Türk basınında ‘geliyor, geldi’ diye koymuşlar. Tekrar koymaya ne gerek var.

Cemile Sedat ve Lou Dobbs Moon'un davetini reddetti

Moon'un ‘1997’yi Kutsama' adı altında kendi tarikatının inançlarına göre ‘ideal insanlar’ olan ve birbirlerini tanımayan binlerce çifti evlendirmek üzere yapılan törenler kapsamında düzenlenen ve hepsinin içinde ‘Barış’ kelimesi geçen faaliyetlerden birisi de, ‘Dünya Barışı için Kadınlar Federasyonu Toplantısı’ydı. Suikasta kurban giden Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın kızı Cemile Enver Sedat bu toplantıya konuşmacı olarak katılacaktı. Bayan Sedat, 15 bin dolar karşılığı yapacağı bu konuşmadan, organizasyonun Moon projesi kapsamında gerçekleştiğini öğrenince vazgeçti. Bayan Sedat vazgeçme gerekçesini ‘Dini ve kişisel prensiplerim nedeniyle, Birleştirme Kilisesi’ni onaylama anlamına gelecek bu konuşmayı yapamam' diye açıkladı. Bu kararı öğrenen organizatörler, Bayan Sedat'ın konuşma ücretini hemen 100 bin dolara çıkardılar ama yine ret cevabı aldılar.

Birleştirme Kilisesi'ni 2'nci reddeden kişi de, CNN'nin ünlü anchorman'i Lou Dobbs oldu. Dobbs, ‘Dünya Barış Konferansı’ adını kullanarak kendisinden sunuculuk yapmasını isteyen organizatörlere önce ‘Evet’ dedi. Ancak organizasyonun Rahip Sun Myung Moon'la ilgisini öğrenince, bu kararından vazgeçti.

Çok zengin ve mutlu

Yaşamını müritleri üzerinde yoğunlaştıran Sun Myung Moon'un hayatı iniş çıkışlarla dolu. 15 yaşından itibaren tarikat kurmayı aklına koyan Moon, ABD'ye yerleştikten sonra bu amacına ulaştı. Bu arada işlerini de genişleten Moon, oldukça zengin bir adam haline geldi. Bir gazete de çıkaran Moon, 1945'ten 1971'e kadar tutuklandı, evlendi, boşandı... Şimdi ise Koreli son eşiyle, zengin ve mutlu bir yaşam sürüyor.

Birleştirme Kilisesi A.Ş. 58 trilyonu kontrol ediyor

Deniz Baykal'ın davetlisi olduğu Birleştirme Kilisesi ile ilgili olarak geçen hafta ABD basın yayın organlarında, ‘Rahip Sun Myung Moon’un Birleştirme Kilisesi, ABD'de sarsıntı geçiriyor olsa da, özellikle başkent Washington ve çevresinde yayılan şirketleri ile giderek kuvvetleniyor' yorumu yapıldı. Yapılan belirlemelere göre, Moon Hareketi, bu bölgede 300 milyon dolardan (58 trilyon lira) fazla ticari, politik ve kültürel faaliyeti kontrolü altında bulunduruyor.

Washington Times Gazetesi'nin de sahibi olan Moon hareketinin mal varlıkları bununla da kalmıyor. Japonya'da bilgisayar, Alaska'da deniz mahsulleri, Kore'de silah fabrikaları, ABD'nin Conneticut Eyaleti'nde bir üniversitesi, Manhattan'da bir kayıt stüdyosu ve turizm şirketi, Teksas'ta hara, Kaliforniya'da ise golf tesisleri var.

Washington Post Gazetesi'nde, Birleştirme Kilisesi ile ilgili yayınlanan dizi yazısının bir bölümünde de, şöyle deniliyor:

‘Moon, kendisine inananların Kilise’ye akıttığı paranın bir bölümünün, kültür, eğitim ve dini yatırımlara gittiğini söylüyor. Ancak bazı eski kilise mensuplarına göre Birleştirme Hareketi'nin kaynaklarının büyük bölümü politik etkinlik kazanmak amacıyla kullanılıyor.'

Moon, rüyasında gördüğü Hz. İsa'dan emir almış

6 Ocak 1920: Sun Myung Moon, Kuzeybatı Kore'de dünyaya geldi.

1935 Yortu Pazarı: 15 yaşındaki Moon, Kore'nin şimdi Kuzey Kore olan bölümünde bir dağda dua ederken, kendi iddiasına göre Hz.İsa'yı gördü. İsa, Moon'dan misyonunu tamamlamasını ve dünyada Tanrı'nın hükümranlığını sağlamasını istedi.

1945: 25 yaşına gelen Moon, Kore'deki Hıristiyan gruplara görüşlerini aktarmaya başladı ama büyük bir tepkiyle karşılaştı ve tutuklandı.

1945-1971: Moon'un Kore'deki yaşamı tutuklamalar, evlenmeler ve boşanmalarla geçti. Bu arada müritleri de arttı.

1971: Moon, ABD'ye gelerek yerleşti.

1975: Japonya'da Sekai Nippo Gazetesi'ni yayınlamaya başladı.

1976: Moon, bir yandan kilisesini ve müritlerini yaygınlaştırırken, bir yandan da Amerika'yı şeytanların işgal ettiği ve kendisinin ülkeyi kurtarmak üzere Tanrı tarafından gönderildiği propagandasını yaymaya başladı.

1982: Vergi kaçırmaktan 18 ay hapse mahkûm oldu.

1985: 13 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.

1985'ten beri: Moon, Kore'de, öteki ülkelerde ve ABD'de iş alanlarını giderek genişletirken, her yıl binlerce kişiyi evlendirme törenleri düzenliyor. Bu törenler sırasında ‘Dünya Barış Konferansı’ adı altında yabancı sanatçı, politikacı ve işadamlarını biraraya getiriyor.

Birbirlerini tanımayan çiftlere toplu nikâh

Moon Tarikatı'nın Lideri Rahip Sun Myung Moon'un kıydığı toplu nikâhlar, ilginç görüntülere sahne oluyor. Tarikatın topluma ve Allah'a hizmet amaçlı, dünya barışını sağlamak için kıydığı toplu nikâhlar Seul Olimpiyat Stadı ya da New York'taki boks maçlarının yapıldığı Madison Square Garden gibi büyük spor sahalarında düzenleniyor. Evlenen çiftlerin sayısı 1000'in üzerinde olduğu için böyle büyük alanlara ihtiyaç duyuluyor.

Japon ve Koreliler'in çoğunluğu oluşturduğu çiftlerin çöpçatanlığını Rahip Moon yapıyor. Nikâh gününe ya da birkaç gün öncesine kadar birbirini tanımayan kadın ve erkekler evlendiriliyorlar. Birbirine ‘Allah adına’ güvendiklerini söyleyen çiftler, rahip tarafından üzerlerinde cinsiyet, tabiyet, kişisel tercihler, yaş, eğitim derecesi yazılan fotoğraflarına bakılarak eşleştiriliyor. Evlenmek için bir de doğum kağıdı ve sağlık belgesi gerekiyor. Bazı gelinler törene gelemeyen müstakbel kocalarının resimlerini ellerinde tutarak evleniyorlar.

Toplu nikâhlarda 100'den fazla ülkeden insan evlendiği için bazen aynı dili konuşmayan bir kadın ve erkek de eşleştirilebiliyor, onlar evliliklerinin ilk günlerinde tercümanla diyalog kurmaya çalışıyorlar. Nikâhı kıyan Rahip Moon'un ‘Evlenmeyi kabul ediyor musunuz?’ sorusuna 4 kez ‘evet’ diyen çiftler o andan itibaren evli sayılıyorlar.

Tarikatın geleneğine göre yeni evlilerin 40 gün cinsel ilişkiye girmeleri yasak. Bu 40 günde birbirlerini ruhsal açıdan tanıyan çiftler sonra fiziksel olarak ilişkiye giriyorlar. Tarikat üyeleri, bunun da tarikatın evlilik anlayışının günümüz evlilik anlayışlarından farklı, seksi çok önemsemeyen temeller üzerine kurulu olmasından kaynaklandığını söylüyorlar.

Sarıgül: Baykal Moon tarikatını ziyaret etti


CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda Genel Başkan Deniz Baykal'a rakip olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Baykal'ı "sakıncalı örgütler" listesinde bulunan dünyanın en gerici tarikatı olduğunu iddia ettiği Moon tarikatına yaptığı ziyareti gizlemekle suçladı.

Mustafa Sarıgül, dün gerçekleştirdiği "Kurultayda yaşananlar ve sonrasında partimiz" konulu toplantının ardından yazılı bir açıklama yaptı.



CHP tarihinde ilk kez sadece kişisel iktidarı sağlamak uğruna 6 ayda iki kez kurultay toplandığını öne süren Sarıgül, "Eğer bugün tekrar CHP kurultaylar ve kavgalar partisi olarak anılmaya başlamışsa bunun sorumlusu sayın Baykal'dır" dedi.



ÖKTEM VE BAYKAL'A SUÇLAMA



Sarıgül, kurultayın demokratik ve seçim yapmak üzere toplanmış bir kurultay olmadığını dile getirirken, kurultayda yaşanan olayların da salonda önceden planlanmış senaryoların tek tek gündeme getirilmesiyle başlatıldığını söyledi.



"Olayların Baykal'ın özel olarak görevlendirdiği belli olan Divan Başkanı Şinasi Öktem'in düğmeye basmasıyla başladığını" savunan Sarıgül, Baykal'ın tahriklerinin de olayı tamamlayan bir başka unsur olarak ortaya çıktığını ve oyunun tamamlandığını iddia etti.

Sarıgül, kurultay salonunda ellerinde demir çubuklar olan ve genel merkez yönetimince yönlendirildiğini iddia ettiği Gençlik Kolları MYK üyesi Selçuk Şahinoğlu ve Ankara İl Gençlik Kolları Yöneticisi Bahri Ulu'nun bir fotoğrafı basına dağıttı.



"MOON TARİKATI ZİYARETİNİ GİZLEDİ"



Sarıgül, Baykal'ın kurultay konuşmasında üç saati aşkın bir süre şahsına hiç bir kurala dayanmayan saldırıda bulunduğunu da ifade eden Sarıgül, saldırıların "dış güç paranoyası ve siyasi ahlak" eksenine oturtulduğunu belirtti.



ABD ziyaretinin, ABD devletinin hiç bir resmi makamı ya da bölümüyle ilgisinin bulunmadığını, tamamen sivil inisiyatif gruplarınca gerçekleştirdiğini dile getiren Sarıgül, Deniz Baykal'ın 1998 yılında Moon tarikatına yaptığı ziyareti anımsattı.



"MOON ZİYARETİNİ GİZLEDİ"



Baykal'ın daha önce Güney Kore'de kurulan, "ABD'de milyonlarca müridi olan ve girişimleri nedeniyle uluslararası kuruluşlarca sakıncalı örgütler listesinde bulunan dünyanın en gerici tarikatı olan Moon tarikatına" yaptığı ziyaretten hiç kimseye söz etmediğini dile getirdi.



Mustafa Sarıgül, çağrılan önemli konuklara tarikatın şeyhi tarafından binlerce dolar ödendiği de ortaya çıkarılan bu geziye giden Baykal'ın, bu durumu MYK üyesi arkadaşlarından bile gizlediğini ve hala bu ziyaretin nedenini kamuoyuna açıklamadığını söyledi.